Alım İçin!

İstenen Mevki
RPG

İstenen mevkii:Herhangi bi üye işte
RPG:ZAY'nın üye kıtlığı çektiği günlerde Ted bi delilik edip ZAY'na katılmak ister.ÖY'lerin çok fazla olması onun gözünü korkutmuyor değildir ama mutlaka işin sonunda ZAY'nın galip çıkacağı düşüncesi içindedir.Karanlığın her yeri sardığı şu dönemlerde karanlığı hapsedip, aydınlığı öne sürme tutkusuyla yanıp tutuşmaktadır.İçindne hep şu sözleri geçirir: Aydınlık olmadan, karanlık da olmaz!!!!

üzgünüm rp gerekli, öz geçmiş tarzı bişi yazmışsın sanırm sen....

İstenen Mevki:Stam J. Adams'ın Sağ Kolu
RPG Sihir Bakanlığı Başvurularına Bakınız.

İstenen Mevki:ZÜMRÜD-Ü ANKA YOLDAŞLIĞI TEMSİLCİSİ
RPG:

O gün evlenecektim…

Salona gittiğim de bütün vücudumu heyecan ve korku kaplamıştı.Ne olduğunu anlayamamış ve kendimin kim olduğumu bile unutmuştum.Üzerimde beyaz kabarık bir elbise vardı.Saçım da çiçekler ile dizilmiş bir taç.Hafif bukleli saçlarım…



Salonda tedirgince dolaşırken bir an durakladım.Biri çok hızlı bir şekilde gelip beni kucağına almıştı.Korkum daha da artmış kalp atışlarım neredeyse duyulacak kadar hızlı çarpıyordu.Beni kucağına alan kişi beni bir yerden sonra yere indirdi.Neden böyle bir şey yaptığını ve benim kim olduğumu bilip bilmediğini sormuştum.Çünkü hala kim olduğumu bilmiyordum.Bana:



-Sen aslında bir kötüsün.Hafıza silme büyüsü gibi bir büyüye mağrus kaldığın için böyle oldun.

-Peki ama ,ama ben neden hafıza silme büyüsüne mağrus kaldım?

-Orasını kimse bilmiyor.



Artık bir şeyden emindim ki ben bir kötüydüm…



Siyah renkli bir arabaya binmiştim.Yanımda o adam ve birkaç kişi daha vardı.Bir kaç kişiye kaçırmış ve arabanın üst koltuklarına onları oturtmuştuk.Onlar bir yandan korkudan bağırırken bir yandan da kurtulmaya çalışıyorlardı.En sonunda elimizden kaçmayı başarmışlardı.Ama kendimi o sırada mutlu hissetmiştim.Sanki karanlık değilim de aydınlıkmışım gibi…



Onlar birer büyücüymüş.Beni kollarımdan tuttular ve beni bir yere götürdüler.Bana her şeyi tek tek detaylarıyla anlattılar.Evet.Düşündüğüm gibi.Ben bir kötü değil aslında iyiymişim.Bana açıklayıcı birkaç fotoğraf bile göstermişlerdi…



Beni kucağına alan o adamı bulmak için bana ihtiyaçları vardı.Bende üstüme düşen görevi yapmış,adam ve diğerlerini yakalattırmıştım.Şimdi adı belli olmayan bir tutsakta duruyorlar.



Bende artık iyilerin takımından olmuştum…



Not:BİLİYOrum başkanımız var diyeceksiniz.Ama başkan yönetir.Temsilci temsil eder.

temsilci seçilicekse bu zay başkanı tarafından olmalıdır, ama zaten böyle bir rütbemiz oldğunu sanmıyorum. Aynı şekilde zay'ın başkanının sağ kolu olma rütbesi de zay başkanı tarafından belirlenebilir, ancak zay üyesi olabilirsiniz....

Edit: Temsilci olamazsın zaten zay üyeliği temsliyet anlamına gelir...
Z.A.Y. üyesi olarak rütbelerinizi veriyorum.

İstenen mevkii: Kıdemli üye
RPG:

Yağmur yeni dinmişti. İnsanların çığlıkları da öyle...

Tel'Aviv'in kurak topraklarında pek rastlanmayan yağmur yanında büyük bir felaket getirmişti. O dehşet verici günahkarlar buraya da gelmişlerdi, bu kutsal topraklara...

Zeev asasız, yerde yatan bedenlere bakıyor ama artık elinden hiçbir şey gelmeyeceğini biliyordu. İsrail kaybetmişti, o pislikler bütün dostlarını, bütün ailesini öldürmüşlerdi. "O" Tanrı'ya karşı gelmişti, Karanlık Lord... Zeev'in kafasında ise tek bir soru vardı: Nasıl?

Bütün bunlar nasıl gerçekleşmişti? Zeev'in nefesi kesiliyor, dağılan bulutlara, yanan evlere, boğulan umutlarına hüzünle bakıyordu. Karanlığın buradan ayrıldığını biliyor, bunu hissedebiliyordu. O anda kendini hiç olmadığı kadar yalnız hissetti.

Bir anda içinde kabaran, sonsuz bir öfke duydu. İnancı onu yanıltmıştı. Karanlığa karşı kayıtsız kalmak yanlıştı. Derin bir nefes aldı. Bütün kirli düşünceleri kafasından attı.

Tel'Aviv... Son kale... Artık yıkılmıştı. Yanmış umutlarının küllerinden, bir anka gibi, her zamankinden daha güçlü bir şekilde doğacak, bunu yapanların göreceği son yüzün onunki olacağından emin olacaktı.

Kabul edildiniz.

İstenen mevkii: Z.A.Y. Üyesi
RPG:

Soğuk ve ıssız bir geceydi Felix Londra nın boş sokaklarında yürüyordu. Soğuk öylesine etkileyici bir hal almaya başlamıştı ki parmaklarının uyuşmaya başladığını hissedebiliyordu Felix.
Karanlığın içinde onu gözetleyen birşeylerin varlığını hissedebiliyordu bu nedenle bir eli asasını tutuyordu. Birkaç dakika sonra beklediği şey gerçekleşti ve ağaçların arasından süzülerek ona doğru gelen bir silüeti gördü hemen asasını ona doğrulttu ve " Daha fazla yaklaşma " diye adeta haykırdı ama karanlık silüet ona doğru yaklaşmaya devam ediyordu.

Felix o zamanlar hiç bir tarafta değildi , kendisine zarar gelmediği sürece kimin galip geleceği çokta umrunda değildi aslında. Silüet iyice yaklaşmıştı Felix " Sersemlet!! " diye bağırdı ancak silüet yana doğru yaptığı hamleyle kurtulmayı başardı. İyice yaklaşmıştı artık kim olduğunu görebiliyordu bu Bellatrix ti ve ona " Bize katıl.. Senin gibi bir büyücü kazanan tarafta olmazsa çok yazık olur.. " dedi. Bu tehtitkar tavır karşısında " Ben hiçbir tarafta değilim beni rahat bırak " dedi Felix. Korkmuştu sesi titriyordu Bellatrix ona " Bize katıl.. Sonuçlarına katlanmak istemiyorsan bize katıl " dedi. Felix kurtulamayacağını anlamıştı ama en azından direnerek ölmek istiyordu , asasını bir hamleyle ona doğrulttu " Aguamenti !! " asanın ucundan sular fışkırdı ve Bellatrix gözlerini kapadı. Felix zarar vermek istemediği için bu büyüyü kullanmıştı.

Felix koşmaya başladı arkasından ardarda yağan lanetleri duyabiliyordu , Bellatrix haykırıyordu " Avada Kedavra..!! Avada Kedavra!!! ". Felix ağaçların arasında kaybolmayı başardı ve hemen cisimlendi.
" Artık bir seçim yapmanın zamanı geldi" dedi kendi kendine ve bu seçimin Zümrüdü Anka Yoldaşlığına katılmak olduğunu biliyordu.

Kabul edildiniz. Rütbeniz veriliyor.

İstenen Mevki:ZAY başkan yardımcısı gibi bişey işte
RPG:Marco çok korkuyordu.ÖY'ler o kadar fazlaydıki.Slytherin lilerde onlara yardım ediyordu.En sonunda asasını çıkaran Marco expecto patronus diye bağırdı çoğu ölüm yiyen gitti ancak diğerleri ne olacaktı?Şu slytherinliler Expeliarmus diye bağıran Marco gerçekten korkuyordu 100 binlerce slytherin lilerin öldüğü bu savaşta Marco ve diğer iyilerde ölebilirdi en sonunda iyiliğin kazanması için 3 slytherin liyi sıkıştırıp avada kedevra diye bağıran Marco 2 slytherin liyide avladı herkes şaşkındı diğer Slytherinliler korkup gittiler ancak o,o gelmişti Lord Voldemort ve dediki şimdilik yendiniz ama gelecek sefere siz yenileceksiniz deyip gitti.

Marco Frank Ronaldo, başvurunuz kabul edilmedi. Yeterli bir rp yazmanız halinde başvurunuz dikkate alınacaktır.

İSTENEN MEVKİ:
ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI

RPG:

DOST
Ilık
bir kış günüydü.Sahildeki çardakta oturmuş kitabını okuyordu.Birden
yanına birinin yaklaştığını hissetti.İlk önce hiç tepki vermemeyi
düşünüyordu ama yavaş yavaş endişelenmeye başlayıp arkasını döndü
hemen.Karşısınında gördüğü kişi karşısında şaşkınlığını
gizleyemedi.Çünkü uzun zamandır onu görmüyordu.
-Angel merhaba benim Elador.Özür dilerim bu şekilde geldiğim için.
-Aaa şeyy yok.Seni gördüğüme biraz şaşırdım da ondan.
-Doğaldır uzun zamandır buralarda yoktum.
-Gerçekten de yoktun.Peki bunca zamandan sonra neden geldin sorabilir miyim?
-Ama söyleyeceklerim karşısında bana garip davranmayacağına söz verirmisin?
(Angel iyice meraklanmıştı.)
-Tamam söz veriyorum.Ama bana hemen neler olduğunu anlatır mısın.
-Angel benim bir yeteneğim var.Bazı şeyler görebiliyorum.Onun için buraya geldim.
-Tamam peki ama bunun benimle ilgisi ne açıklayabilir misin?
-Geçen gün seni gördüm.Çok endişelendiğim için geldim.
-Ne gördün peki.
-Şeyy ben seni ölürken gördüm.
-Pardon anlayamadım.Sen ne dediğinin farkında mısın?
-Evet gayet ferkındayım.Aslında daha önce de birkaç kere görmüştüm fakat ciddiye almamıştım.
-Tamam.Peki nasıl ölüyorum bunu da gördün mü?
-Evet aslında onu da gördüm.Biri seni öldürüyordu doğrusunu söylemek gerekirse.
(tamam bu kadarı da yeter artık demek geliyordu ama ya doğru söylüyorsa)
-Tamam.Beni uyardığın için teşekkür ederim ama artık gidebilir misin.
-Tamam giderim ama daha dikkatli olacağına söz verirmisin?
-Ben zaten dikkatliyim ama yine de sağol.


Elador yanımdan uzaklaşıp yavaş adımlarla karanlığın içinde
kayboldu.Acaba söyledikleri doğru mu diye düşünmeye başlamıştı.Çünkü o
da farkındaydı bu aralar garip şeyler oluyordu.Kimseden yardım da
istemiyordu.Çünkü onları da telaşlandırmanın da bir manası yoktu.Bu işi
kendi başına çözmeye karar verdi.Çardaktan kalkıp yavaş yavaş eve doğru
ilerlemeye başladı.Ama çevresine bakmayıda ihmal etmiyordu.Sonuçta
ıssız bir deniz kenarında yaşıyordu üstelikte tek başınaydı.Eve hemen
gidip evin bütün kapılarını kilitledi ve sıcak şöminenin başında
oturmaya başladı.
Bir yandan da
düşünüyordu.Acaba kim olabilirdi.Sonuçta çevresinde seviliyordu ama
ailesi yüzünden biri ona zarar vermek isteyebilirdi.Sonuçta ailesi çok
başarılı insanlardı.Ve oldukça da zenginlerdi.Hemen şöminenin başından
kalkıp mahsene indi.Orada kendini koruyabilecek bazı eşyalar vardı.


Dolabı açıp içinden okçuluk takımını ve av bıçağını çıkardı.Belki
karşısındaki kişilere karşı pek etkili bir silah olmayabilirdi ama yine
de olsun hiçbirşey olmamasından daha iyidir.Yukarı çıkıp evi tekrar
kontrol etmeye başladı.


Bütün gece uyuyamamıştı.Hem nasıl uyusun ki kendisini öldürmek isteyen
kişiler vardı hem de bunların kim olduğunu da bilmiyordu.Sabahın ilk
ışıkları ağarmaya başlayınca oturduğu yerden kalkıp mutfağa gitti.Canı
birşey yemek istemiyordu o yüzden kendine bir kahve alıp şöminenin
başında oturmaya başladı.

Öğleye doğru kapının çalmasıyla irkildi.Hemen yerinden kaldıp kapıya gitti.(ama içinde bir kordu da vardı.)Hemen
kapının deliğinden baktı ve gördüğü kişiler karşısında içine bir
rahatlı düştü.Çünkü gelenler en yakın arkadaşlarıydı.Kapıyı hemen açıp
onlar içeri aldı.Onlara da birer kahve yapıp hep birlikte salonda
oturmaya başladılar.

Arkadaşları Angel'ın yüzündeki ifadeden birşeyler olduğunu fark ettiler.
Emily
diğerlerinden cesaretli çıkıp neler olduğu sordu.Alında ilk başta
arkadaşlarını da tehlikeye sokmak istemediği için anlatmayacaktı fakat
onlardan da birşey saklamak istemediği için dün gece olanları bir bir
anlattı.
-İnanmıyorum Elador dün akşam burada mıydı?
-Evet ben de ilk gördüğümde çok şaşırdım ama anlattıkları karşısında onun burada olduğunu görmeye sevindim bile diyebilirim.
-Angel biz de senin yanındayız.Bunun üstesinden hep birlikte geleceğiz.

Tam
Angel hayır diyecekken hepsi birden 'Evet yanındayız' demeye
başladılar.Mecburen onlara itiraz edemedi.Zaten etse de bir faydasının
olmayacağının farkına vardı.4 arkadaş yine hep birliktelerde ama bu
sefer bir farkla.Bu sefer arkaşadaşlarını korumak için bir araya
geldiler.

Angel Pendragon demiş ki:

İSTENEN MEVKİ:
ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI

RPG:

DOST
Ilık
bir kış günüydü.Sahildeki çardakta oturmuş kitabını okuyordu.Birden
yanına birinin yaklaştığını hissetti.İlk önce hiç tepki vermemeyi
düşünüyordu ama yavaş yavaş endişelenmeye başlayıp arkasını döndü
hemen.Karşısınında gördüğü kişi karşısında şaşkınlığını
gizleyemedi.Çünkü uzun zamandır onu görmüyordu.
-Angel merhaba benim Elador.Özür dilerim bu şekilde geldiğim için.
-Aaa şeyy yok.Seni gördüğüme biraz şaşırdım da ondan.
-Doğaldır uzun zamandır buralarda yoktum.
-Gerçekten de yoktun.Peki bunca zamandan sonra neden geldin sorabilir miyim?
-Ama söyleyeceklerim karşısında bana garip davranmayacağına söz verirmisin?
(Angel iyice meraklanmıştı.)
-Tamam söz veriyorum.Ama bana hemen neler olduğunu anlatır mısın.
-Angel benim bir yeteneğim var.Bazı şeyler görebiliyorum.Onun için buraya geldim.
-Tamam peki ama bunun benimle ilgisi ne açıklayabilir misin?
-Geçen gün seni gördüm.Çok endişelendiğim için geldim.
-Ne gördün peki.
-Şeyy ben seni ölürken gördüm.
-Pardon anlayamadım.Sen ne dediğinin farkında mısın?
-Evet gayet ferkındayım.Aslında daha önce de birkaç kere görmüştüm fakat ciddiye almamıştım.
-Tamam.Peki nasıl ölüyorum bunu da gördün mü?
-Evet aslında onu da gördüm.Biri seni öldürüyordu doğrusunu söylemek gerekirse.
(tamam bu kadarı da yeter artık demek geliyordu ama ya doğru söylüyorsa)
-Tamam.Beni uyardığın için teşekkür ederim ama artık gidebilir misin.
-Tamam giderim ama daha dikkatli olacağına söz verirmisin?
-Ben zaten dikkatliyim ama yine de sağol.


Elador yanımdan uzaklaşıp yavaş adımlarla karanlığın içinde
kayboldu.Acaba söyledikleri doğru mu diye düşünmeye başlamıştı.Çünkü o
da farkındaydı bu aralar garip şeyler oluyordu.Kimseden yardım da
istemiyordu.Çünkü onları da telaşlandırmanın da bir manası yoktu.Bu işi
kendi başına çözmeye karar verdi.Çardaktan kalkıp yavaş yavaş eve doğru
ilerlemeye başladı.Ama çevresine bakmayıda ihmal etmiyordu.Sonuçta
ıssız bir deniz kenarında yaşıyordu üstelikte tek başınaydı.Eve hemen
gidip evin bütün kapılarını kilitledi ve sıcak şöminenin başında
oturmaya başladı.
Bir yandan da
düşünüyordu.Acaba kim olabilirdi.Sonuçta çevresinde seviliyordu ama
ailesi yüzünden biri ona zarar vermek isteyebilirdi.Sonuçta ailesi çok
başarılı insanlardı.Ve oldukça da zenginlerdi.Hemen şöminenin başından
kalkıp mahsene indi.Orada kendini koruyabilecek bazı eşyalar vardı.


Dolabı açıp içinden okçuluk takımını ve av bıçağını çıkardı.Belki
karşısındaki kişilere karşı pek etkili bir silah olmayabilirdi ama yine
de olsun hiçbirşey olmamasından daha iyidir.Yukarı çıkıp evi tekrar
kontrol etmeye başladı.


Bütün gece uyuyamamıştı.Hem nasıl uyusun ki kendisini öldürmek isteyen
kişiler vardı hem de bunların kim olduğunu da bilmiyordu.Sabahın ilk
ışıkları ağarmaya başlayınca oturduğu yerden kalkıp mutfağa gitti.Canı
birşey yemek istemiyordu o yüzden kendine bir kahve alıp şöminenin
başında oturmaya başladı.

Öğleye doğru kapının çalmasıyla irkildi.Hemen yerinden kaldıp kapıya gitti.(ama içinde bir kordu da vardı.)Hemen
kapının deliğinden baktı ve gördüğü kişiler karşısında içine bir
rahatlı düştü.Çünkü gelenler en yakın arkadaşlarıydı.Kapıyı hemen açıp
onlar içeri aldı.Onlara da birer kahve yapıp hep birlikte salonda
oturmaya başladılar.

Arkadaşları Angel'ın yüzündeki ifadeden birşeyler olduğunu fark ettiler.
Emily
diğerlerinden cesaretli çıkıp neler olduğu sordu.Alında ilk başta
arkadaşlarını da tehlikeye sokmak istemediği için anlatmayacaktı fakat
onlardan da birşey saklamak istemediği için dün gece olanları bir bir
anlattı.
-İnanmıyorum Elador dün akşam burada mıydı?
-Evet ben de ilk gördüğümde çok şaşırdım ama anlattıkları karşısında onun burada olduğunu görmeye sevindim bile diyebilirim.
-Angel biz de senin yanındayız.Bunun üstesinden hep birlikte geleceğiz.

Tam
Angel hayır diyecekken hepsi birden 'Evet yanındayız' demeye
başladılar.Mecburen onlara itiraz edemedi.Zaten etse de bir faydasının
olmayacağının farkına vardı.4 arkadaş yine hep birliktelerde ama bu
sefer bir farkla.Bu sefer arkaşadaşlarını korumak için bir araya
geldiler.

mevki derken ö.y. mü z.a.ymı demiyor örnek:z.a.y temsilcisi gibib irşey soruyor ayrıca sen olamazsın hem öğrencisin hemde z.a.y üyesi olunmuyor.

Rütbeniz veriliyor.